Osmanlı Padişahları ve İlginç Hayatları
Hakimiyet, Kudret, Devlet…
Altı asırdan fazla süre ile tam üç ayrı kıtaya hükmetmiş dev bir imparatorluk. Bulunduğu devrin meşhur isimlerini içerisinde barındıran ve her ayrı dönemi, tarih için önem arz eden büyük kuruluş Osmanlı Devleti. Tam otuz altı padişah ile hükmettiği topraklarla bu topraklarda yaşayan halkını adil bir şekilde yönetmeyi başarmış Osmanlı Devleti, son derece sistemli ve mükemmel bir yapı ile hareket etmekteydi. Tüm Dünya’ya nam salmış gittiği yere adaleti ve huzuru götürmeyi kendine görev bilmiş bu büyük devleti yöneten padişahların da her birinin hükümdarlığını yaptıkları devlet gibi kendi özellikleri bulunmaktadır.
Bu yazdıklarımızdandır ki hemen hemen her dönemin padişahı üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen araştırma konusu olmuş önemli hayatları merak konusu olmuştur.
Peki Hangi Padişah Ne Kadar Süre Saltanat Yaşadı?
Ne zaman ve ne şekilde öldü, kaç çocukları oldu kaç evlilik yaptı, hangi zaferler kazanıldı, bilinmeyen özellikleri neler ? Tüm bu soruların yanıtlarını ve daha fazlasını bulabileceğiniz yazımızı inceleyiniz. Merak edilen hayatlarının yanı sıra ilginç yönleri ve bilmediğimiz özellikleri de olan Osmanlı padişahlarının fazla bilinmeyen ve okudukça keyif alacağınız yönleri ile ilginç hayatlarını sizler için hazırladık. 1299 yılından 1922 yılına kadar olan tüm Osmanlı Devleti padişahlarının hayatlarını kronolojik olarak sıralayarak listeledik. Osmanlı Devleti’nin ilk padişahı olan aynı zamanda Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi’den son padişah Sultan Mehmed Vahdeddin’e kadar uzanan uzun tarih yolculuğu…
Osmanlı padişahlarının hayatlarını incelediğimiz bu yazımızda sadece padişahların hayatlarını değiş tarihte önemli yerleri olan Fetret Devri, 1. Meşrutiyet’in ilanı, idamlar, saltanat ve hilafetin kaldırılması gibi konulara da göz atmış olacaksınız. Bu kadar büyük olan bir devlet nasıl kurulur? Kurulan bu devlet 624 yıl boyunca nasıl ayakta kalır ? Tüm cihana yayılmış büyük hakimiyet nasıl olurda parçalanır ? Tarih boyunca araştırma konusu olmuş kitaplar yazılmış, edebi eserler üretilmiş hatta dizi ve filmlere konu olmuş Osmanlı hanedan hayatı, saray… işte Osmanlı Devleti ve hükümdarları ile ilgili yazımız.
1299 yılında kurulan Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve ilk padişahı Osman Gazi kimdir?
1-) Osman Gazi 1299–1326 Yılları Arası
Tam 624 yıl hüküm süren Osmanlı Hanedanı’nın sahibi Osmanlı Devleti’nin ilk kurucusu Osman bey, 1258 yılında Bilecik-Söğüt’te dünyaya gelmiştir. Babası Ertuğrul Gazi olan Osman Bey’in annesi ise Halime Hatun’dur. Osman Bey’i betimleyecek olursak uzun boylu, yüz yapısı yuvarlak, esmer, göz renkleri ela ve yapı olarak da kalın kaslıydı. İki omuzunun arası yeterince geniş ve heybetli bir görünüşü vardı. Mahlasıyla adı Fahruddin ya da Osmancık olarak da anılırdı. Dedesi, Aynı zamanda Ertuğrul Gazi’nin de babası olan Süleyman Şah olup büyük annesi ise Hayme Hatun’dur. Babası Ertuğrul Gazi 90 yaşında vefat etmiş babasının vefatı ardından 23 yaşında Kayı Obası’nın beyi olmuştur.
Uzun yıllar gaza yolunda düşman birlikleri ile çarpışan Osman Bey, 1299 yılı itibari ile görevinde bulunduğu uç beyliğini bırakarak Söğüt ve Domaniç çevresinde Osmanlı Beyliği’ni kurarak bağımsızlığını ilan etmiş ve girdiği cenkler sonucu Osman Gazi sıfatını almıştır. Osman Gazi, tedbiri elden bırakmayan, korkusuz, eli bol, ikram etmeyi seven, dürüst, ticaret erbabı ve de adaletli bir beydi. Fakir fukara ile yetime değer verirdi. Onları doyurmayı ve giydirmeyi çok severdi. Hatta Osman Gazi’nin eli öylesine boldu ki üzerindeki kıyafetlere kim uzun uzun baksa üzerinden çıkartıp hediyede bulunurdu. Usta bir at binici, kılıç kullanıcı ve iyi bir savaşçıydı. Yine bilindik aileler – boylardan Ömer Bey’in kızı olan Mal Hatun ile evliliğini yapan Osman bey ikinci hanımı olarak İslam Alimi olarak anılan Şeyh Edabalı’nın kızı Rabia Bala Hatun ile evlendi. Mal Hatun ile evliliğinden bir erkek çocuk sahibi oldu. Bu çocuğun adı Osman Gazi’den sonra Devletin başına geçecek olan Orhan Bey’di.
Tam 6 asırlık ve 3 kıtanın hüküm sahibi olacak büyük bir Devlet’in kurucusu olan Osman Gazi, 1326 yılında Bursa’da adı Nikris olan hastalığının sebebi ile vefat etti.
Sögüt’te temelleri atılan, altı yüzyıllık bir tarih diliminde ve üç kıtada hüküm sürecek olan Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi, 1326’da Bursa’da Nikris (goutte) hastalığından öldü.
Eşleri:
Malhun Hatun (Orhan Gazi’nin annesi)
Rabia Bala Hatun
Kardeşleri:
Gündüz Bey
Saru Batu Savcı Bey
Erkek çocukları:
Orhan Bey
Pazarlı Bey
Çoban Bey
Hamid Bey
Alaeddin Ali Bey
Melik Bey
Savcı Bey
Kız çocukları:
Fatma Hatun
2-) Orhan Gazi 1326–1359 Yılları Arası
Babası Osman Gazi’nin ölümünün ardından Osmanlı Devleti’nin ikinci padişahı olarak bilinecek olan Orhan Gazi’nin sakallarının sarı renkteydi. Boyu uzun, göz renkleri maviydi. Merhamet sahibi, babası Osman Bey gibi fakir fukarayı seven-kollayan, ulema olana hürmet gösteren, dinine sadık, adaletli ve soğuk kanlıydı. Her ne olursa olsun telaşlanmaz ve yerinde kararlar verirdi. Halkı tarafından çokça sevilip saygı gösterilen Orhan Gazi, halkının arasına karışarak onlarla muhabbet etmekten keyif alırdı.
Babası Osman Gazi’den 16.000 km² büyüklüğündeki Devleti, oğlu 1. Murad’a 95.000 km² olarak devretti. Osman Gazi’nin en uzun süre yaşayan oğullarından Orhan Gazi, çocukluğu ve gençliğine dair çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Okuma yazma bilmesi ile ilgili de herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. İlk hüküm yılları Anadolu’nun farklı yerlerinde yaptığı savaşlar ve bu savaşlar sonucu kazandığı fetihlerle geçmiştir. Mudanya, Yalova, Akyazı, Mudurnu, Sapanca ve Kandıra gibi önemli yerleri fethetmiş ve topraklarına Bursa’yı da katmıştır. Devlet, askeri, ticaret ve ekonomi alanlarında yenilikler yapmıştır.
1346 yılında Bizans İmparatoru Yoannis Kantakuzenos’un Teodora isimli kızı ile evlenmiştir. Bu evliliğinin harici ikinci bir evlilik yapan Orhan Gazi, çocukluk yıllarında tanıdığı, Yarhisar Kalesi Tekfuru’nun kızı Holofira ile evlenmiştir. Holofira Orhan Gazi ile evlenmeden öce Bilecik Tekfuru ile evlendirilirken Orhan Gazi düğünü basarak Holofira’yı esir almıştır. Geçen zaman sonrası Orhan Gazi ile evlendirilen Holofira, dinini değiştirerek Müslüman olmuş ve adını da Nilüfer Hatun olarak değiştirmiştir. Nilüfer Hatun’dan bir çocuğu dünyaya gelmiştir. Bu Çocuk Osmanlı Devleti’nin üçüncü padişahı olacak olan Murad Hüdavendigar’dır.
Eşleri:
Asporça Hatun
Nilüfer Hatun (Sultan 1. Murad’ın annesi)
Theodora Hatun
Eftandise Hatun
Erkek çocukları:
Süleyman Pasa
Murad Hüdavendigar
Şehzade İbrahim
Şehzade Halil
Şehzade Kasım
Şehzade Eyüp
Kız çocukları:
Fatma Hatun
Hatice Hatun
3-) I. Murad 1359–1389 Yılları Arası
Sultan ünvanlı 1. Murad, 1326 yılında Bursa’da dünyaya gelmiştir. Orhan Gazi babası, Nilüfer Hatun (Holofira) annesidir. Osmanlı Devleti’nin üçüncü hükümdarını betimleyecek olursak; dede ve babası gibi boyu uzun, yüzünün şekli yuvarlak ve irice burunluydu. Vücut yapısı kalınca ve kaslı olarak iri görünüşlüydü. Uzun boylu, değirmi yüzlü ve iri burunluydu. Kalın ve adaleli bir vücuda sahipti. Başına destar isimli malzemeden sarılmış bir başlık takardı. Sade giyinmeyi seven Sultan 1. Murad, kırmızı fonu olan beyaz renkli elbise giymeyi severdi. Annesi Nilüfer Hatun’dan temel eğitimini alır ve tahsil için Bursa’ya gider. Bursa’da medreseler ve sanat insanları ile birlikte çalışmalarda bulunur.
Sultan 1. Murad’ın karşısındakine nazik davranan, sevecen ve sevimli bir karakteri vardır. Alim kişilere, sanat insanlarına atalarının yaptığı gibi fakir fukaraya saygı ve hürmet gösterirdi. Zeki bir devlet hükümdarıydı. Derviş Gazilerin Kralı olarak anılırdı. Planlı ve programsız işler yapmamaya özen gösterirdi. Bazı kaynaklarda kafir aynı zamanda da İsa’nın düşmanı olarak geçse de fetih yaparak ele geçirdiği yaşayan kendi dininden olmayan insanlara iyi davranır ve dinlerini özgürce yaşamaları için gerekli tedbirleri alırdı. Bu davranışı ile de ele geçirdiği yerdeki halkın saygı ve sevgisini sürekli görürdü. Babası Orhan Gazi’den 95.000 km² olarak devraldığı Devleti kendi hükümdarlık döneminde 500.000 km² ye çıkarmayı başarmıştır.
Birinci Kosova Savaşı olarak bilinen savaş sonrası, savaşın yapıldığı alanı gezerken Sırp Kral’ının damadı Milos Obraviç tarafından hançer darbesi ile şehit olmuştur.
Eşleri:
Gülçiçek Hatun (Yıldırım Bayezid’in annesi)
Tamara hatun
Paşa Melek Hatun
Fül-Dane Hatun
Erkek çocukları:
Yakub Çelebi
Yıldırım Bayezid
Savcı Bey
İbrahim
Kız çocukları:
Nefise Hatun
Sultan Hatun
4-) I. Bayezid – Yıldırım Bayezid 1389–1402 Yılları Arası
Osmanlı Devleti’nin dördüncü padişahı I. Bayezid yani Yıldırım Bayezid. 1360 yılında Edirne’de dünyaya gelen Yıldırım Bayezid’in babası Murad Hüdavendigar, annesi ise Gülçiçek hatundur. Betimlemek gerekirse yüzünün şekli yuvarlak, ten rengi beyaz, göz rengi ela, kumral ve sık saçlı, sık sakalları geniş omuzlu biri idi. Yıldırım lakabı ona sonradan verilmiştir. Savaşırken korkusuzca ve çok hızlı hareket etmesinden dolayı aldığı lakabı adı ile özdeşleşmiştir.
Bursa sarayı içerisinde kardeşleri ile birlikte o dönemin en büyük alimlerinden çok iyi eğitimler aldı. Gençlik yıllarında Kütahya sancağının valiliğini yaptı. Babası Sultan Murad’ın vasiyeti ile 1389 yılında Osmanlı Devletinin dördüncü padişahı oldu. Barış anlaşması nedeni ile kız kardeşi ile Edirne’ye gelen Sırbistan’ın lideri kız kardeşi Maria’yı evlenmesi için Yıldırım Bayezid’e verdi. Bu evlilik ile birlikte Osmanlı Devleti İle Sırbistan arasında dostluk kuruldu. Yıldırım Bayezid, Timur ile girdiği Ankara savaşını kaybetti ve ve savaş sonrası esir alındı. Yaklaşık 13 yıllık padişahlık saltanatı ardından kötü bir esaret hayatı başladı. Bu duruma dayanamayan Bayezid, esir oluşundan 7 ay sonra vefat etti.
Eşleri:
Angelina Hatun
Devlet Şah Hatun
Maria Hatun
Hafsa hatun
Karamanoğlu…. hanım
Sultan Hatun
Mileva Olivera Despina Hatun
Devlet Hatun (1. Mehmed Mehmed Çelebi’nin annesi)
Erkek çocukları:
Musa Çelebi
Süleyman Çelebi
Mustafa Çelebi
İsa Çelebi
Mehmed Çelebi
Ertuğrul Çelebi
Kasım Çelebi
Kız çocukları:
Fatma Sultan
Fetret Devrinin Başlangıcı 1402-1413 Yılları arası
Ankara Savaşının sona ermesinden sonra Anadolu’da var olan Türk Birlikteliği bozulmaya yüz tutmuş ve Osmanlı Devleti’nin ilk dağılma tehlikesi oluşmuştur. Yıldırım Bayezid’in şehzadeleri ise babalarının ölümünden itibaren taht için mücadeleye başlamıştır. Bu olaylar kargaşaya sebep olurken bu kargaşa da Osmanlı döneminin en büyük kargaşası olarak başlangıç yapmıştır. Bizans’ın oyunları, Timur’un baskıları ve devam eden taht kavgaları daha da artmış artık Fetret Devri adı verilen dönem başlamıştır. Bayezid’in oğulları birbirlerine karşı farklı bölgelere gitmiştir. Süleyman Edirne, İsa Bursa, Mehmed Amasya, Musa Çelebi ise Balıkesir’de ayrı ayrı kendi padişahlıklarını ilan ettiler.
Aralarında bir şekilde anlaşmayı başaran Mehmed ve Musa kardeşler, Bursa’daki İsa Çelebiyi etkisiz hale getirdiler. Mehmed, Musa Çelebi’yi Edirne’de olan Süleyman Çelebinin üzerine saldı ve Musa üzerinde zafer elde ederek Edirne’yi kuşattı. Tüm bunların olmasından sonra Mehmed’e verdiği sözü tutmayan Süleyman Çelebi Edirne vilayetinde yine kendi padişahlığını ilan etmiştir. Bu olan bitene kararlılıkla yürüyen Mehmet Çelebi Musa’yı etkisiz hale getirir ve 1413 yılında Fetret Devrini sonlandırır.
5-) I. Mehmed 1413–1421 Yılları Arası
Yıldırım Bayezid ile Devlet Hatun’un oğlu olan Sultan Mehmed, 1389 yılında Edirne’de dünyaya gelmiştir. Boyunun uzunluğu orta seviyelerde, yüzünün şekli yuvarlak, ten rengi beyaz ve geniş göğüs yapısına sahipti. Oldukça hareketli olan Sultan Çelebi Mehmed, kuvvetli ve de korkusuz bir hükümdardı. Padişahlık yaptığı dönem boyu sadece tahtta oturup Devlet yönetmeyen Sultan Mehmed, sadece kendisinin 24 adet savaşa katıldığı bilinmekte. Bu savaşların esnasında bir çok kez yaralar aldı. Altın işlemeleri olan gösterişli bir kavuk takardı. Bu kavuk görünüşüne daha bir hoşluk katardı. Kürk tarzı ve dik yakalı uzun kaftan giyerdi.
Müslüman veya hristiyan ayırt etmeksizin tüm halkına adaletli yaklaşırdı. İyi bir yönetici iyi bir devlet adamı sıfatındaydı. Yıldırım Bayezid tarafından işleri öğrenmesi için Amasya sancak beyi olarak gönderilen Sultan Çelebi Mehmed, Fetret Devri’ni bitirmeyi başarmış ve Devleti karşısında bulunduğu tehlikeden kurtararak Osmanlı Devleti’nin ikinci kez kurucusu da denilebilir.
Ölüm haberi gizlenen Sultan Mehmed, 1421 yılının Mayıs 26 tarihinde vefat etmiştir. Bursa Yeşil Türbe’ye defnedilen Sultan Çelebi Mehmed, ölümü gizlenmeye çalışılan ilk Osmanlı padişahı oldu.
Eşleri:
Şehzade Hatun
Emine Hatun (II. Murad’ın annesi)
Kumru Hanım
Erkek çocukları:
Mehmed Çelebi
Mustafa Çelebi
Murad Çelebi İkinci Murad
Ahmed Çelebi
Yusuf
Mahmud
Orhan
Kasım
Ahmed
Kız çocukları:
Fatma Hatun
Selçuk Hatun.
6-) II. Murad 1421–1451 Yılları Arası
Osmanlı Devleti’nin altıncı padişahı Sultan 2. Murad 1402 yılında Amasya’da dünyaya geldi. Babası Çelebi Mehmed annesi ise Suli Bey’in kızı olan Emine Hatun’dur. Boyu uzun, teni beyaz ve hoş yüzlü bir hükümdardı. Çocukluğu Amasya’da geçen Sultan Murad, babası ile beraber Bursa’ya geldikten sonra saray eğitimini tamamladı. Babası 1. Mehmed, Edirne vilayetinde çıktığı avda yaralanır ve ölüm döşeğinde iken Devlet’in idaresini oğlu 2. Murad’a vasiyet etti. Amasya’dan Bursa’ya doğru harekete geçen Sultan 2. Murad’a yolculuk boyu babasının ölüm haberi gizlendi. Bursa’da biat töreni ile 17 yaşında tahta çıktı. Tüm Dünya tarafından tanınan İstanbul’un fatihi Fatih Sultan Mehmed’in babasıdır.
Korkusuz, soğuk kanlı ve oldukça hareketlidir. Diğer devlet liderleri onun istediğinde tüm ülkeleri fethedebilecek olduğunu kabullenmişlerdir. Osmanlı Devleti’nin şanına şan katan adaletli bir hükümdardı. Tahta çıktığında 19 yaşında genç bir padişah olan 2. Murad, yaklaşık otuz yıl saltanat sürmüştür. İhtişamlı devrinden sonra dinlenmek üzere Edirne’ye kendini çektikten sonra felç olur ve 1451 yılında vefat etti. Kabir yeri Bursa Muradiye camiidir.
Eşleri:
Hüma Hatun (Fatih sultan Mehmed’in annesi)
Hatice Halime Hatun
Mara Hatun
Erkek çocukları:
Fatih Sultan Mehmed
Ahmed
Alâeddin
Orhan
Hasan
Ahmed
Kız çocukları:
Şehzade Hatun
Fatma Hatun
Hatice Hatun
Erhundi Hatun
7-) Fatih Sultan Mehmed 1451–1481 Yılları Arası
Osmanlı İmparatorluğu’nun yedinci padişahı Fatih Sultan Mehmed Han. Mahlası adıyla İstanbul’un Fatih’i veya Fatih. 1432 yılının 29 mart tarihinde Edirne’de dünyaya gelmiştir. Sultan 2. Murad ile Hüma Hatun’un oğludur. Boyu uzun, yanakları dolgun, kaslı ve kuvvetli bir görünümü vardı. Dönemin en iyi öğreticilerinden ve alimlerinden çok iyi derece eğitim aldı. Kendi dili haricinde Yunanca, Latince, İbranice, Arapça gibi 7 dil bildiği rivayet edilir. Sanat insanları ile sohbet etmekten keyif alırdı. Her zaman yanında olan hocası Akşemseddin’e çokça dere verirdi. Soğukkanlı, korkusuz ve yerinde kararlar veren bir hükümdardı. Benzeri bulunmayan mükemmel bir komutan ve devlet adamıydı. Kalkışacağı işi önceden planlar ve hiç kimseye bundan bahsetmezdi. Bilim ve sanata oldukça değer veren Sultan Mehmed Han dini ve ırkı fark etmeksizin her sanatçıya ve alime kıymet verir ve onları korurdu. Astronot, ressam gibi sanat ve bilim insanlarını uzak ülkelerden İstanbul’a getirtirdi. Hatta Dünya ca ünlü ressam Bellini’yi özel olarak ağırlayarak kendi portre resmini çizdirdi.
Bilinmeyen bir özelliği ise Sarayda yemeklerini yalnız olarak yerdi. Bu özelliği saraya getiren ilk padişahtır. Okumayı çok seven Sultan Mehmed Han, haritalarla da ilgiliydi. 20 yaşında Osmanlı Devleti’nin padişahı olup yılmayan azmi ve sağlam iradesi ile bizzat 25 adet sefere katılım sağlamıştır. Her daim tedbiri elden bırakmayan Sultan Mehmed Han, korkusuzca katıldığı savaşlarda düşmanın atağını kesmek için ileri hücuma atılarak askerlerini yüreklendirir ve teşvik ederdi. İslamiyet’in son peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v)’ in Hadis-i Şerifinde İstanbul’u fetheden güzel komutan müjdesine erişerek 1453 yılında İstanbul’un fethini başararak Fatih ünvanını almıştır. Fetih döneminde donanma gemilerini karadan yürütmesi ile bilinen Fatih Sultan Mehmed Han, tam 1100 yıl ayakta kalan Doğu Roma İmparatorluğu’nun sonunu getirmiştir. Cihan fatihi Sultan Mehmed Han, Ortaçağ dan Yeniçağ’a geçiş yaparak çağ kapatıp çağ açan hükümdar olarak tarihe geçti.
Osmanlı Devleti’nin en güzel dönemlerinden birine hükümdarlık yapan Fatih Sultan Mehmed, nikris adı verilen hastalık sebebi ile 1481 yılı 3 mayıs tarihi 49 yaşında Maltepe’de vefat etti. Kabir yeri İstanbul Fatih Camii’neki türbede yer almaktadır.
Eşleri:
Emine Gül Bahar Hatun (II. Bayezid’in annesi)
Helena Hatun
Alexias Hatun
Gülşah Hatun
Sitti Mükrime Hatun
Çiçek Hatun
Anna Hatun
Hatice Hatun
Erkek çocukları:
II. Bayezid
Mustafa
Cem Sultan
Kız çocukları:
Gevherhan Hatun
😎 II. Bayezid 1481–1512 Yılları Arası
11448 yılında Dimetoka (Yunanistan)’da dünyaya gelen Sultan İkinci Bayezid, boyu uzun, yuvarlak yüzlü, geniş göğüs yapısı olan aynı zamanda kuvvetli ve heybetli bir görünüşe sahipti. Dış görünüşünden ziyade dinine düşkün, adaletli ve hoşgörü sahibi bir hükümdardı. Babası Fatih Sultan Mehmed’in sanata ve ilme verdiği önem itibari ile oğlu Bayezid’e iyi eğitim alması için dönemin en iyi alimlerinden dersler aldırdı. Bu alimlerin yanı sıra oldukça bilgili olan Fatih Sultan Mehmed’de oğluna bilgilerini aktararak daha iyi eğitim alması adına katkıda bulundu.
Daha yedi yaşında odluğu halde devlet idaresi ve devlet işlerini öğrenmesi adına, Ali Paşa’nın refakati ile Amasya sancağına vali olarak gönderildi. Özellikle şehzadelerin çoğu şeyi öğrenmesi ve iyi eğitimler alması için önemli bir yer olan Amasya’da bir çok imkan vardı.
Oldukça dindar olan Sultan İkinci Bayezid’e bu sebepten dolayı Bayezid-Veli de denilirdi. Merhameti ile bilinen Sultan Bayezid, fakir fukaraya yardım eder onları korur kollar idi. Arapça ve Farsça dillerini kendi dili kadar iyi biliyordu. Uygur alfabesini de bilen Sultan Bayezid, matematik ve felsefe konularında da yeterince iyiydi.
Birçok savaş yapan Osmanlı Devleti’nin sekizinci padişahı 2.24.000 km² olarak devraldığı toprakları kendi padişahlık döneminde 2.375,000 km² ye ulaştırdı.
1512 yılının nisan ayı sonlarında padişahlığını bırakmak zorunda kalan Osmanlı Hükümdarı, tahttan indikten 1 ay sonra mayıs ayının sonlarında vefat etti.
Eşleri:
Nigar Hatun
Şirin Hatun
Bülbül Hatun
Ayşe Hatun
Gülruh Hatun
Hüsnüşah Hatun
Gülfem Hatun
Gül Bahar Hatun (Yavuz Sultan Selim’in annesi)
Ferahşad Hatun
Muhterem Hatun
Erkek çocukları:
Mahmud
Ahmed
Sehinsah
Yavuz Sultan Selim
Mehmed
Korkud
Abdullah
Âlimsah
Kız çocukları:
Gevherimüluk Hatun
Ayşe Hatun
Hundi Hatun
Aynişah hatun
Fatma Hatun
Hümaşah Hatun
Mülük Sultan
Hatice Sultan
Selçuk
Hüma Hatun.
9-) Yavuz Sultan Selim 1512 – 1520 Yılları Arası
1470 yılı ekim ayının 10 unda Amasya’da dünyaya gelen Yavuz Sultan Selim, Osmanlı Devleti’nin dokuzuncu padişahıdır. Ataları gibi boyu uzun, geniş omuz yapılı, yuvarlak yüzlü, uzun bıyıkları olan heybetli bir padişahtı. Sert görünüşlü, korkusuz ve iyi bir idareciydi. Babası tarafından askeri işleri ve devlet idareciliğini öğrenmesi için şehzadelik döneminde Trabzon sancağına vali olarak gönderildi. Aldığı eğitimler ve öğrendiği işleri uygulayarak Trabzon sancağını gayet iyi düzeyde idare eden Şehzade Selim, Trabzon halkının başına dert olan Gürcüler ile uğraştı. Bu dönemde bir çok fetih yapan şehzade, Kars, Erzurum ve Artvin gibi yerleri de Osmanlı topraklarına kattı. Bölgede yaşayan Gürcü halkının hemen hemen hepsi Müslümanlığa geçti. En iyi savaşçıların bile karşısında duramadığı Osmanlı Devleti’nin kuvvetli hükümdarı bir o kadar da iyi ata biner, kılıç kullanır ve ok atardı. Oldukça alçak gönüllü olarak bilinen Yavuz Sultan Selim her öğün yemeğinde tek bir çeşit yemek yer tasarrufu sever israf etmekten hoşlanmazdı. Savaşmaktan keyif alan karaktere sahip olup 2.375,000 km² olarak devraldığı devlet topraklarını tam 6.557,000 km² yaparak yaklaşık 3 kat büyüttü.
Yaşadığı dönemin en önemli iki ticaret yolu olan İpek Yolu ile Baharat Yolu’na hakim olarak Osmanlı Devleti Hazinesi’ni yeterinden fazla olacak kadar doldurdu. Yavuz Sultan Selim’den sonra hiç bir padişah hazineyi böylesine dolduramadı.
Osmanlı Devletine her anlamda güzel bir dönem yaşatan Yavuz Sultan Selim, diğer adı Şirpençe olan Aslan Pençesi adında bir çıban yüzünden 1520 yılı 22 eylül günü 50 yaşında vefat etti.
Erkek çocukları:
Kanuni Sultan Süleyman
(Ayrıca küçük yaşta vefat eden Orhan, Musa ve Korkut)
Kız çocukları:
Hatice Sultan
Beyhan Sultan
Fatma Sultan
Hafsa Sultan
Şah Sultan
10-) Kanuni Sultan Süleyman 1520 – 1566 Yılları Arası
Osmanlı Devleti’nin 10 uncu padişahı, yeryüzündeki Türk hükümdarlığının zirve noktasına ulaştığı dönemin hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman. 1495 yılı nisan ayının 27 sinde, haftanın ilk günü, Trabzon’da dünyaya geldi. Yavuz Sultan Selim’in oğlu olan Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Hatun’dur. Betimleyecek olursak yuvarlak yüzlü, alnı geniş, uzun boylu, göz renkleri ela ve seyrek denilecek sakalları vardı.
Tarihte eşi benzeri görülmemiş düzeyde eğitim alan Kanuni Sultan Süleyman, bu aldığı eğitimi babasının üzerine çok düştüğü ve titizlikle yetiştirme isteğinden dolayı almıştır. Şehzadelik döneminde kendi isteği üzerine Karahisar, akabinde Bolu ve Kefe’nin sancak beyliğine gönderildi. Buradaki görevlerini eksiksiz tamamlayan Şehzade Süleyman, babasının vefatı ardından 1512 yılında İstanbul’a geldi. 25 yaşında Osmanlı tahtına geçen Kanuni, her zaman azimli ve iradenin sahibiydi. Düşünmeden harekete geçmez, verdiği emirden asla geri adım atmazdı. Görev vereceği adamları uzunca düşündükten sonra derecelerine göre titizlikle seçerdi.
Halkını kanunlardan şaşmadan ve adaletli şekilde yönettiği için ona Kanuni ismi verildi. Her zaman ciddi karakterde olan Kanuni Sultan Süleyman, eğitime, sanata ve fakir fukaraya önem verirdi. Halkının arasına karışmayı sever esnafı ve halkını dinlerdi. Sanata önem veren kanuni, mimariye de oldukça ilgiliydi. Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nin mimarı eserlerinin bir çoğunda imzası bulunan ve dönemin mimarbaşı olan Mimar Sinan da Osmanlı Devleti’nin en büyük mimarı olarak gösterilir.
46 yıllık saltanatı boyunca bizzat kendisi 13 adet sefere çıkmıştır. Bu seferlerden bazıları Macaristan, Mohaç, Viyana Kuşatması, Rodos Seferi olup Mohaç savaşındaki zaferi Dünya tarihinin en kısa savaşı olarak bilinir. Sadece 2 saat süren meydan muharebesi sonucu Mohaç Zaferi kazanılmış ve Macaristan bozguna uğratılmıştır. Kara birliklerinin gücü iyi olan Osmanlı Devleti deniz donanması olarak da oldukça iyi bir güce sahipti. Kanuni Sultan Süleyman deniz donanması ile ilk Deniz seferi olarak bilinen Rodos’u fethederek Anadolu ve Akdeniz’in ticaret hakimiyetini ele aldı.
Osmanlı tarihinin en ünlü padişahlarından ve Dünya’yı titreten Kanuni Sultan Süleyman, 7 Eylül 1566 tarihinde vefat etti. Vefat ettiğinde 71 yaşında olan Osmanlı hükümdarının yerine oğlu II. Selim geçti.
Eşleri:
Hürrem Sultan
Mahidevran Sultan
Gülfem Hatun
Fülane Hatun
Erkek çocukları:
Selim
Bayezid
Abdullah
Murad
Mehmed
Mahmud
Cihangir
Mustafa
Kız çocukları:
Mihrimah Sultan
Raziye Sultan
11-) II. Selim 1566 – 1574 Yılları Arası
Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultanın oğlu, Osmanlı Devletinin on birinci padişahı Sultan İkinci Selim, 1524 yılında İstanbul’da Dünya’ya gelmiştir. Slav kökenli Hürrem Sultan’ın oğlu Selim’in boyu orta, gözlerinin rengi mavi, alnı açık ve sarışın yapıdaydı. Çocukluk yıllarında mükemmel denilecek derecede iyi eğitim aldı. Osmanlı terbiyesi ile yetiştirilen Sultan İkinci Selim, hem devlet işlerini öğrenmek hem de eğitiminin bir parçası olarak Şehzade iken çeşitli bölgelerde sancak beyliği görevini yürüttü. Bir diğer ismi ile Sarı Selim olarak da bilinen Sultan Selim, Kütahya görevinde iken babası Kanuni Sultan Süleyman’ın ölüm haberini aldıktan sonra İstanbul’a gelmiştir.
1566 yılında 42 yaşında olan İkinci Selim, Osmanlı Devletinin on birinci padişahı olmuştur. Padişah oluşunun ilk dönemlerinde siyasi çekişmeler yaşanmış ve kendinden önce gelen Osmanlı Padişah’larının aksine zayıf dereceli bir hükümdar olarak bilinmektedir. Babası Kanuni Sultan Süleyman’ın padişahlığı zamanında kardeşlerinin etkisiz bırakılmasının ardından tahta geçmesi kolay olan Sultan Selim, Sokullu Mehmet Paşa gibi önde gelen vezirlerin de sayesinde iradeyi ayakta tutmuştur. Kendisi bizzat hiç bir sefere katılmamıştır. İstanbul’da ölen ilk Osmanlı Padişah’ı olan Sultan Selim, 1574 yılında vefat etmiştir. Ayasofya’ya defnedilmiştir.
Diğer padişahlar gibi çok güçlü bir saltanat yaşayamayan Sultan Selim yine de babasından 14.892,000 km² büyüklüğündeki Osmanlı topraklarını kendinden sonra tahta geçecek oğlu Sultan Murad’a 15.162,000 km² olarak devretmiştir.
Eşleri:
Nurbanu Sultan
Selimiye Sultan
Erkek çocukları:
Üçüncü Murad
Abdullah
Osman
Mustafa
Süleyman
Mehmed
Cihangir.
Kız çocukları:
Fatma Sultan
Şah Sultan
Gevherhan Sultan
Esma Sultan.
12-) III. Murad 1574 – 1595 Yılları Arası
Manisa’da bulunan Bozdağ Yaylası’nda 1546 yılında dünyaya gelen Üçüncü Murad, Sultan İkinci Selim ile Venedik kökenli olan Afife Nur Banu Sultan’ın oğludur. Boyu orta, yuvarlak yüzlü, sakalları kumral renkli, gözleri ela olan Sultan Üçüncü Murad, oldukça eli bol ve ihtiyaç sahibi insanlara yardım etmeyi severdi. Babası Kanuni Sultan Süleyman tarafından Alaşehir sancak beyliğine gönderilen Sultan Üçüncü Murad, 1574 yılında 29 yaşında Osmanlı Devleti’nin on ikinci padişahı oldu.
Padişahlık yaptığı dönem süresinde İstanbul sınırlarından dışarıya çıkmamıştır. Babasının döneminde 15.162,000 km² olan toprak genişliği bulunan Osmanlı Devleti, Sultan Üçüncü Murad Döneminde, padişahtan sonra gelen Osmanlı Devleti’nin en büyük devlet adamı, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın etkileri ile 19.902,00 km² genişliğe ulaşmıştır. Bu rakam Osmanlı Devleti’nin ulaştığı en geniş toprak büyüklüğüdür.
20 yılı aşkın süre padişahlık yapan Sultan Üçüncü Murad, 1595 yılında felç geçirdi ve sonrasında vefat etti. Kabir yeri Ayasofya bahçesindedir.
Eşleri:
Safiye Valide Sultan (III. Mehmed’in annesi)
Şemşiruhsar Hatun
Mihriban Hatun
Şahihuban Hatun
Nazperver Hatun
Fahriye Hatun
Erkek çocukları:
Üçüncü Mehmed
Yahya
Selim
Bayezid
Mustafa
Osman
Cihangir
Abdullah
Abdurrahman
Hasan
Ahmed
Yakub
Süleyman
Alemşah
Yusuf
Hüseyin
Korkud
Ali
Ishak
Ömer
Alaeddin
Davud
Kız çocukları:
Ayşe Sultan
Fatma Sultan
Hüma Sultan
Hatice Sultan
Mihrimah Sultan
Fahriye Sultan
Rukiye Sultan
Fethiye Sultan
13-) III. Mehmed 1595 – 1603 Yılları Arası
1566 yılında 26 Mayıs günü Manisa’da Dünya’ya gelen Sultan Üçüncü Mehmed’in Babası Üçüncü Murad annesi ise Safiye Valide Sultan’dır. Üçüncü Mehmed ismini ona
dedesinin babası olan Kanuni Sultan Süleyman koymuştur. Betimlemek gerekirse Boyu orta seviyelerde, saç rengi kumral ve güleç yüzlü bir padişahtı. Ataları gibi o da çok iyi bir eğitim gördü 1583 yılında Manisa’nın sancak beyliği görevini yapan Sultan Üçüncü Mehmed, babasının ölüm haberini alır almaz 1595 yılında saraya gelerek Osmanlı Devleti’nin on üçüncü padişahı oldu.
Annesi Safiye Valide Sultan’a oldukça düşkün olan Sultan Üçüncü Mehmed, onu kıramıyor isteklerini yerine getirmeye çalışıyordu. Bu yüzden annesi, sarayda da bir hayli hakimiyet kurarak, kendi kararlarını Devlet Hükümdarı’na yaptırıyor ve bu da devlet işlerinde istenmeyen durumları oluşturuyordu. Oldukça dinine de düşkün olan Sultan Üçüncü Mehmed, Hz. Muhammed (s.a.v)’in adı bir ortamda anıldığında duymuş olduğu saygıdan dolayı hemen ayağa kalkardı. Osmanlı tarihinin duraklama devrine rastlayan Sultan,
Hz. Muhammed’in ismi anılınca, saygısından derhal ayağa kalkan Sultan Üçüncü Murad, 1596 yılında 15 Ekim günü Haçova Muharebesi’ne katıldı. Bu savaşta 140 bin kişilik Osmanlı ordusunun karşısında, asker sayıları 300 bini bulan büyük Avrupa ordusu vardı. İçlerinde bir çok devletten askerler bulunan ordu tüfek kullanarak çok sayıda Osmanlı askerinin şehit olmasına neden oldu. Avrupa ordusu yağmalamaya ve rahatlığa girmiş, savaşın seyri kötü giderken 26 Ekim günü Orduda görev yapan aşçısından uşağına hemen hemen herkes, ellerine geçirdikleri odunlar, kazmalar, kürekler hatta kazan ve kepçeler ile hücuma geçmiş bu durum Osmanlı askerleri ile akıncıları da tekrar saldırıya geçmelerine adım attırmıştı. Rahatlığa kavuşmuş bu Haçlı ordusu Osmanlı karşısında yenilmiş ve Osmanlı Devleti için beklenmeyen bir zafer elde edildi. Bu yaşanan savaşa bazı tarih kaynakları kepçe kazan savaşı adını da vermektedir.
1603 yılında 20 aralık günü henüz 37 yaşında iken vefat eden Üçüncü Mehmed’in ölüm nedenleri arasında kötü haberler sonucu rahatsızlanışı, mide hastalığı, kalp krizi gibi farklı bilgiler bulunmaktadır.
Eşleri:
Handan Valide Sultan (I. Ahmed’in annesi)
Valide Sultan (I. Mustafa’nın annesi)
Haseki
Mahpeyker
Erkek çocukları:
Birinci Ahmed
Birinci Mustafa
Cihangir
Selim
Mahmud (Babası Üçüncü Mehmed emri ile Boğularak öldürüldü)
14-) I. Ahmed 1603 – 1617 Yılları Arası
1590 yılında 18 nisan günü Manisa’da Dünya’ya gelmiştir. Sultan Üçüncü Mehmed ile Handan Valide Sultan’ın oğludur. İyi eğitimler alan Sultan Birinci Ahmed, iyi ok atar, kılıç kullanır ve iyi ata biner aynı zamanda cirit oyunu oynamayı çok severdi. 1603 yılında Eyüp Sultan’da kılıç töreni ile Osmanlı Devleti’nin on dördüncü padişahı oldu.
Osmanlı Devletinin onuncu padişahı Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra devlet işleriyle ve hanedanla ilgili en meşgul olan padişahtı. Çocukluğu ve şehzadeliği zamanında dahi iyi düşünür ve yerinde kararlar alırdı. İlim İrfan bilen insanlara akıl danışırdı. 14 sayısının tesadüfleri ile Sultan 1. Ahmed, 14 yaşında padişah olmuş, Osmanlı Devleti’nin 14’üncü padişahı ve 14 yıl padişahlık yapmıştır. Dinine oldukça düşkündü. Hz. Muhammed’e çokça bağlı olan Sultan Birinci Ahmed, ayak izleri ile ilgili bir şiir yazarak bu şiiri taktığı kavukların iç kısmında gezdirmiştir.
Yakalanmış olduğu tifüs hastalığı sebebi ile 1617 yılında yirmi sekiz yaşındayken vefat etmiştir. Halkı tarafından çok sevilen padişah Sultanahmet Camii’nin yan tarafına defnedilmiştir.
Eşleri:
Mahfiruz Hatice Sultan (II. Osman’ın annesi)
Mahpeyker Kösem Sultan
Fatma Sultan
Erkek çocukları:
İkinci Osman
Cihangir
Orhan
Hüseyin
Dördüncü Murad
Sultan Ibrahim
Bayezid
Süleyman
Kasım
Mehmed
Hasan
Selim
Ubeyde
Kız çocukları:
Gevherhan Sultan
Ayşe Sultan
Fatma Sultan
Hatice Sultan
Hanzade Sultan
Esma Sultan
Zahide Sultan
Atike Sultan
Zeynep Sultan
Abide Sultan
15-) I. Mustafa 1617 – 1618 Yılları ile 1622 – 1623 Yılları Arası
1592 yılında Manisa’da dünyaya gelmiştir. Babası, bir önceki padişah Sultan Birinci Ahmed’in de babası olan Sultan Üçüncü Mehmed annesi ise Handan Valide Sultan’dır. Betimleyecek olursak yüzü güzel, sakal yapısı seyrek, gözleri iri olan padişah oldukça sinirliydi.
Osmanlı Devleti’nin iki defa tahta geçen padişahdı. Ağabeyi olan Sultan Birinci Ahmed’in saltanatı boyunca sarayın bir dairesinde 14 yıl süre dışarı çıkmadan yaşatıldı. Şehzadeler padişah işlerine karışmasın, taht kavgaları olmasın ve devlet işleri bu gibi konularla gerilmesin diye bu işlemin yapılması gerekiyordu. Osmanlı Hanedanı’nın en büyük erkek evladı olması sabebi ile tahta geçirilmiştir. Tahta çıktığı ilk zamanlarda balıklar için denize altın atar, önüne gelene parasal yardımda bulunarak Devlet Hazinesini boşaltacak hareketlerde bulunurdu. Divan toplantısı sırasında içeri girerek vezirlerin kavuklarını çıkartıp yerde yuvarlıyordu. Bu akıl dengesi bozuk hareketleri sebebi diğer devlet adamları tarafından tahttan indirilmiştir. Sonrasında Genç Osman tahta çıkarılmış fakat katledilmesi sebebi ile ikinci kez tahta çıkarılmıştır. Ancak akıl sağlığı yerinde olmadığından yaklaşık iki yıl sonra tekrar tahttan indirilmiştir.
Dinine bağlı ve ihtiyaç sahibine sadaka vermekten çok hoşlanırdı. Öylesine dindardı ki odasında Kur’an-ı kerim okurken padişahlık için teklif getirildiğinde padişahlık yapmak istemediğini ifade etmişti. 1639 yılında sinir hastalığı nedeni ile vefat etmiştir.
Sultan Birinci Mustafa, ikinci padişahlığının başlamasından bir buçuk yıl sonra 10 Eylül 1623 tarihinde şeyhülislâm fetvası ile tekrar tahttan indirildi. Fetvanın gerekçesi olarak da “Aklî dengesi tam olmayan birisinin halife olamayacağı” gösterildi. Sultan Birinci Mustafa tahttan indirildikten on altı yıl sonra, 20 Ocak 1639 günü sinir hastalığından Topkapı Sarayı’nda vefat etti.
16-) Genç Osman 1618- 1622 Yılları Arası
Sultan Birinci Ahmed ile Rum asıllı Mahfiruz Haseki Sultan’ın oğlu olan Genç Osman, 1604 yılında İstanbul’da Dünya’ya gelmiştir. Amcası olan Sultan Birinci Mustafa’nın tahttan indirilmesinden sonra daha 14 yaşında iken Osmanlı Devleti’nin on altıncı padişahı olmuştur. Çok iyi terbiye ve eğitim ile annesinin üzerine düşerek titiz yetiştirilen Sultan Genç Osman, birçok yabancı dili tercüme edebilecek kadar iyi bilirdi.
Tahta çıktığında bir çok yenilik yapan Sultan genç Osman, üst mevkilerdeki devlet adamlarını değiştirmiş kendi işlerini planlayacak programlayacak bir sadrazam bulamamıştır. Tarih boyu eşi fazla görülmeyecek saldırılara ve hakaretlere karşı kalan Genç Osman, Yedikule isimli zindanlarda, yeniçeriler tarafından boğularak öldürüldü. Ayaklanma sırası öldürülen ilk padişah olmuştur.
Eşleri:
Ayşe Sultan
Meylişah Sultan
Akile Sultan
Erkek çocukları:
Şehzade Ömer
Şehzade Mustafa
Kız çocuğu:
Zeynep Sultan
17-) IV. Murad 1623- 1640 Yılları Arası
1612 yılında İstanbul’da Dünya’ya gelen Sultan Dördüncü Murad, Sultan Birinci Ahmed ile Mahpeyker Kösem Sultan’ın oğludur. Boyu uzun, geniş vücutlu, yüzü yuvarlak, heybetli görünümü olan bir padişahtı. En kudretli Osmanlı padişahları arasında bilinmektedir. Oldukça enerjik olan Sultan Dördüncü Murad, çok kuvvetli ve korkusuz aynı zamanda da zeki biriydi.
Cirit atmayı çok sever ve iyi bir okçuydu. Hünerini bizzat katıldığı savaşlarda da göstermiştir. Tütünü ve içkiyi yasaklayan ve gece sokağa çıkma yasağı koyan padişahtır. Bir çok dil bilen padişah, ilim ile ilgilenmeyi de severdi. Genç Osman’ın çıkan isyan sonucu öldürülerek padişahlığının bitmesinin ardından yerine Sultan Birinci Mustafa çıkarılmış fakat onun da akli dengesi yerinde olmadığından tahttan indirilerek 1623 yılında 10 eylül günü Sultan Dördüncü Murad getirildi. Tahta çıktığında 11 yaşında olan Sultan Dördüncü Murad Padişahlık yaptığı dönemde yaşanan, önemli ve ünlü olay, Hezarfen Ahmed Çelebi’nin Galata Kulesi’nden kanat takarak Üsküdar’a uçmayı başarmasıydı. Kadınların devlet işleri ile ilgilenmesine son vermişti.
Sultan Dördüncü Murad, devlet içi veya saray içi olan olayların takipçisi olur ve kararlarını vermekten hiç bir zaman tereddüt etmezdi. Kargaşalı zamana denk gelen padişahlık döneminde şiddet olayları artmış, can ve mal kaybı kalmamış ve hazine bitme durumuna gelmişti. Padişahlık döneminin bir kısmında annesi idareyi ele almaya çalışmış ve Sultan Dördüncü Murad çok fazla etkili olamamıştı. Ancak gençlik çağına geldiğinde kontrolü eline geçirmiş ve bozulan düzeni verdiği sert hükümler ve idamlar ile tekrardan sağlamıştır. Toplam saltanat süresi 17 yıl olan Sultan Murad, 1939 yılında siroz hastalığına yakalanmış ve durumu giderek kötüleşmiştir. Kardeşi olan Şehzade Kasım’ı ölüm emrini vererek boğdurtmuş, kardeşi Kasım’ı öldürttüğü aynı odada 27 yaşındayken 1640 yılında kendisi vefat etmiştir.
Eşleri:
Ayşe Haseki Sultan
Sanavber Hatun
Erkek çocukları:
Şehzade Süleyman
Şehzade Ahmet
Şehzade Mehmet
Şehzade Alaaddin
Kız çocukları:
Safiye Sultan
Gevher Sultan
İsmihan Kaya Sultan
Rukiye Sultan
Bedia Sultan
Hafsa
18-) Sultan İbrahim 1640- 1648 Yılları Arası
1615 yılında İstanbul’da Dünya’ya geldi. Babası Sultan Birinci Ahmed’dir. Annesi ise Mahpeyker Kösem Sultan’dır. Boyu uzun ve kumral biriydi. Ağabeyi olan Sultan Dördüncü Murad’ın hastalık sonucu vefat haberini aldığında cenazeyi görene kadar inanmayan Sultan İbrahim ağabeyinin öldüğüne inanmış ve duruma çok üzülmüştür. Ağabeyinin ölümünü derinden hisseden Sultan İbrahim, tahta çıkmış ve Osmanlı Devleti’nin on sekizinci padişahı olmuştur.
Tahta çıkarken bizzat kendisi ellerini açarak devlet istikbali ve halkı için dua etmiştir. Sinir hastası olan Sultan İbrahim, sürekli krizler geçirirdi. Padişahlığının ilk yıllarına nazaran son yıllarında daha çok devlet işleri ile meşgul oldu. Erke kardeşleri Sultan Dördüncü Murad tarafından öldürüldüğünden dolayı soyundan gelen tek şehzade idi. Bu sebeple Sultan İbrahim’in oğlu şehzade Mehmed Dünya’ya geldiğinde Osmanlı topraklarında şenlikler yapıldı. Ataları gibi fakir fukaraya ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi çok severdi. Düzenlediği devlet kanunları ile padişahlık dönemine rastlayan açlık ve kıtlık zamanlarını sona erdirmek için uğraşlar verdi.
İstanbul sokaklarının birinde gezinti yaparken birden bire önüne bir öküz arabasının çıkması üzerine hiddetlenir ve veziri olduğu Salih Paşaya emir vererek şehir içinde halkın araba ile dolaşmasına yasak getirdi. Günlerden bir gün ise üfürükçü hocaya giderken yine bir arabanın karşısına çıkması üzerine sorumlusu olduğu Salih Paşa’yı üfürükçünün evine çağırtarak evde boğdurtarak öldürmüştür.
Saltanat süresi boyunca validesi Kösem Sultan’ın çok kez etkisinde kalmıştır. Osmanlı kaynaklarının tamamında Sultan İbrahim’in akıl sağlığının yerinde olmadığı ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamakta olup aksine Sultan İbrahim’in padişahlık döneminden güzel bahsedilmektedir. Yaptığı işlerden dolayı övgüler geçmektedir. Tahta oturduğunda daha 25 yaşında olan Sultan İbrahim, padişah olmadan önce şehzadelik zamanında öldürüleceği korkusu ile sinirleri oldukça bozulmuştu. Yaklaşık 9 yıl kadar padişahlık koltuğunda kalan Sultan İbrahim, 1648 yılında iki cellat tarafından karanlık bir odada idam ettirildi. Her ne kadar idamına fetva verilse de dönemine saltanat denilen bir padişahın idam edilmesi uygun bir durum olmamıştı. Halkı ise idamından sonra büyük üzüntü yaşamıştı.
Eşleri:
Turhan Hatice Sultan (Dördüncü Mehmedin’in annesi)
Saliha Dilaşub Sultan (İkinci Süleyman’ın annesi)
Hatice Muazzez Sultan (İkinci Ahmed’in annesi)
Ayşe Sultan
Saçbağlı Sultan
Mahıenver Sultan
Şivekar Sultan
Telli Hümaşah Sultan
Zafire isimli bir cariye
Erkek çocukları:
Dördüncü Mehmed
kinci Süleyman
İkinci Ahmed
Orhan
Bayezid
Cihangir
Selim
Murad
Kız çocukları:
Ümmü Gülsüm Sultan
Peykan Sultan
Atike Sultan
Ayşe Sultan
Gevherhan Sultan
Fatma Sultan
Kaya Sultan
Bican Sultan
19-) Sultan IV. Mehmed 1648- 1687 Yılları Arası
1642 yılında İstanbul’da Dünya’ya gelen Sultan Dördüncü Mehmed’in babası Sultan İbrahim annesi ise kökeni Rus olan Turhan Hatice Sultan’dır. Orta boylarda ve beyaz tenlidir. Sürekli ata binmesinden dolayı vücut yapısı öne doğru eğik durmaktaydı. Annesi Turhan Hatice Sultan onun iyi yetişmesi için elinden geleni yapması üzerine çok iyi bir eğitim aldı. Babasının padişah iken öldürülmesi üzerine 1648 yılında daha 7 yaşında iken tahta oturtulmuş ve Osmanlı Devleti’nin on dokuzuncu padişahı olmuştur. Edebiyatı seven Sultan Dördüncü Mehmed, avlanmaya da bir o kadar meraklı idi. Bu merak o kadar fazlaydı ve bilinirdi ki dönemi boyunca Avcı Mehmed ismi ile de anılmaktaydı.
Padişahlık döneminde içkiyi yasaklamış ve içki üretim yerlerinin tümünü kapattırmıştı. Yedi yaşında tahta oturarak Osmanlı tarihinin en genç padişahı olan Sultan Dördüncü Mehmed, Osmanlı Devleti padişahlarının içerisinde Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra en uzun saltanat yaşayan Osmanlı padişahıdır. Mimari işlere de oldukça önem vermiştir. 60 yılda inşası bitirilemeyen Yeni Camii ile Külliyesini tamamlamıştır. Rumeli Hisarı ve Anadolu Hisar’ını tadilat yaptırdı. Mısır Çarşısı ve Hünkar Kasrı başta olmak üzere bir çok eseri yapı inşa ettirdi. Sadrazamlığa Köprülü Mehmet Paşa’yı getirerek yerinde bir karar aldı.
Padişahlık döneminde yapılan İkinci Viyana Kuşatması ve sonrasında yaşanan ağır kayıplar ve başarısızlıklar gibi olumsuzluklardan dolayı Osmanlı ordusu ayaklanma çıkarmış ve padişahın tahttan indirilmesini talep etmiştir. Yerine ise kardeşlerinden Şehzade Süleyman’ın geçirilmesini istediler. Bu talep kabul edildi ve Sultan Dördüncü Mehmed 1687 yılında tahttan inmek zorunda kaldı.
Sultan Dördüncü Mehmed’in hayatının büyük bir bölümü sarayda yaşanan oyunlar ve entrikalar ile geçmiştir. Beraberinde iki oğlu ile Edirne Sarayı’na gönderilmiş ve burada deyim yerinde ise hapis hayatı yaşamıştır. 1693 yılının 6 Aralık günü Edirne’de vefat eden Sultan Dördüncü Mehmed’in cenazesi İstanbul’a getirilerek validesi Turhan Sultan’ında kabrinin bulunduğu Yeni Cami’ye defnedildi.
Eşleri:
Emetullah Rabia Gülnuş Sultan (İkinci Mustafa’nın annesi)
Afife Hatun
Gülbeyaz Hatun
Siyavuş Hatun
Kahiye Hatun
Erkek çocukları :
İkinci Mustafa
Üçüncü Ahmed
Bayezid
İbrahim
Süleyman
Selim
Mahmud
Kız çocukları :
Hatice Sultan
Safiye Sultan
Ümmi Sultan
Ümmü Gülsüm Sultan
Fatma Sultan
20-) II. Süleyman 1687- 1691 Yılları Arası
1642 yılında İstanbul’da Dünya’ya gelen Sultan İkinci Süleyman’ın babası Sultan İbrahim annesi ise Saliha Dilaşub Sultan’dır. Orta boylarda, sakalları kır, kilolu ve iyi bir padişahtı. Oldukça dinine düşkün, dürüst ve de akıllı bir insan olan validesi Saliha Dilaşub Sultan, onu iyi şekilde yetiştirmiş aynı zamanda iyi bir eğitim almasını sağlamıştır. Annesi gibi dinine düşkün, vatanını – halkını seven, insanlara merhamet eden ve son derece nazik bir kişiliği vardı.
Kardeşi Sultan Dördüncü Mehmed’in padişahlığı döneminde 40 seneye yakın bir zaman sarayın bir odasında hapis hayatına benzer bir yaşamı olmuş kardeşinin tahttan indirilmesinden sonra tahta çıkarılacak olan Sultan İkinci Süleyman padişah olacağına inanmamış hatta öldürüleceğini düşünerek gelen görevlilere direniş göstermiştir. Tahta geçmeyi en uzun süre bekleyen Osmanlı padişahıdır. Kardeşinin tahttan indirilmesi üzerine 1687 yılında tahta geçmiş Osmanlı Devleti’nin yirminci padişahı olmuştur.
Padişahlık döneminde zorba ve şiddet yanlısı olan askerler düzen bozucu hareketler sergilemiş ve huzuru bozmaya yöneltmiştir. Bu olayların sonlanmasını isteyen bir grup insan toplanarak saraya yürümüş ve bu zorbalığın bitmesini huzurun geri gelmesini isteyerek Sancak-ı Şerif’in çıkarılmasını talep etti. Sancak Vakası olarak da bilinen bir olay ardından Sultan İkinci Süleyman, yapmış olduğu girişimler sonucu zorbalara karşı galip gelmiş huzuru kısmen de olsa sağlayarak olayları sona erdirmiştir.
Viyana bozgunundan sonra oluşan toprak kayıpları devam etmekteydi. Mora Yarımadası ve Estergon’dan sonra 160 yıldan fazla süredir Osmanlı mülkü olan Macaristan’da Osmanlı Devleti’nin himayesinden çıkmak üzereydi. Bu yenilgiler saraya ve hazineye zarar vermekte ve ekonomik koşullar zedelenmekteydi.
Son iki yılı hastalık yüzünden yatakta geçiren Sultan İkinci Süleyman, dört yıl gibi kısa bir dönem padişahlık yapmıştır. Geçen günler boyunca güç kaybedip zayıflamış ve 1691 yılının 22 haziran günü Edirne’de ölmüştür. Kabir yeri İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Türbesi’dir.
Eşleri:
Hatice Hatun
Behzad Hatun
İvaz Hatun
Süğlün Hatun
Şehsuvar Hatun
Zeynep Hatun
21-) II. Ahmed 1691- 1695 Yılları Arası
Sultan İkinci Ahmed’in babası Sultan İbrahim annesi ise Hatice Muazzez Sultan’dır. 1643 yılında İstanbul’da Dünya’ya gelmiştir. Validesi Hatice Muazzez Sultan, Terbiye ve ahlakı ile ayrıca eğitimi ile bizzat kendisi ilgilenmiştir. Çok iyi bir eğitim görmemiş olan Sultan İkinci Ahmed devlet işleri ile yakından ilgilenmiş her detaydan haberdar olmayı başarmış bir padişahtır. Yoğun işleri veya hasta dahi olsa her divan toplantısına katılım sağlardı.
Hat sanatı ile ilgilenen ve bundan keyif alan Sultan İkinci Ahmed bu konuda ustalaşmıştı. Aynı zamanda el yazısı gayet iyiydi. Kendi el yazısı ile birçok kez fazla Kuran-ı Kerim yazmıştır. Bir önceki padişah Sultan İkinci Süleyman gibi yaklaşık dört yıllık bir süre padişahlık yapan Sultan ikinci Ahmed, siroz hastalığı sebebi ile 1695 yılında Edirne’de ölmüştür. Kabir yeri Kanuni Sultan Süleyman Türbesi’dir.
Eşleri:
Haseki Rabia Sultan
Şayeste Hatun
Erkek çocukları:
İbrahim
Selim
Kız çocukları:
Atike Sultan
Hatice Sultan
Asiye Sultan
22-) II. Mustafa 1695- 1703 Yılları Arası
Osmanlı Devleti’nin yirmi ikinci padişahı olan Sultan İkinci Mustafa, 1664 yılında İstanbul’da Dünya’ya geldi. Babası Sultan Dördüncü Mehmed ve annesi aslen Girit’li Emetullah Rabia Gülnuş Sultan’dır. Oldukça iyi denilebilecek bir eğitim aldı.
Osmanlı padişahlarının içerisinde sefere çıkmış son padişahtır. Kötü günleri devam eden Osmanlı Devleti’nin yirmi ikinci padişahı Sultan İkinci Mustafa, tahta oturmasının üç gün sonrasında Zevk ve Sefa Bana Uzak Olsun sözlerinin içinde olduğu bir ferman yazdırmış fakat bu sözlerini unutarak devlet işleri ile uğraşmak yerine ava çıkar uzun vakitler av ile meşgul olurdu.
Sultan İkinci Mustafa Azak Kırımlılarına saldırmış ve bu olay sonrasında İstanbul Sarayı yerine Edirne Sarayı’nda yaşamaya başlamıştır. Bu durumu hoş karşılamayan İstanbul ordusu örgütlenerek Edirne’ye yürümüş ve çıkan olaylar sonrası Sultan İkinci Mustafa tahttan indirilmiştir. Tahttan indirilmesinden kısa süre sonra 1703 yılında vefat etmiştir. Kabrinin yeri Turhan Sultan Türbesi’dir.
Eşleri:
Alicenap Hatun
Afife Hatun
Hümaşah Hatun
Saliha Hatun
Şehsuvar Sultan
Hatice Hatun
Hanife Hatun
Hafsa Sultan
Erkek çocukları:
Birinci Mahmud
Üçüncü Osman
Küçük Ahmed
Hüseyin
Selim
Mehmed
Murad
Osman
Kız çocukları:
Ümmügülsüm
Ayşe
Emetullah
Emine
Rukiye
Safiye
Zahide
Atike
Fatma
Zeyneb
Zahide
23-) III. Ahmed 1703- 1730 Yılları Arası
1673 yılında Dünya’ya gelen Sultan Üçüncü Ahmed, Osmanlı Devlet’inin yirmi üçüncü padişahıdır. Babası Sultan Dördüncü Mehmed annesi ise Emetullah Rabia Gülnuş Sultan’dır. Kendinden bir önceki padişah Sultan İkinci Mustafa ile kardeştirler. Betimleyecek olursak boyu uzun, siyah gözlü, kumral tenliydi. Sultan Üçüncü Ahmed oldukça zeki ve bir o kadar da zarif biriydi. Çok iyi bir eğitim almıştır.
Ağabeyi olan Sultan Üçüncü Mustafa’nın vefat etmesinden sonra 1703 yılında otuz yaşında Edirne’de tahta çıkmış Osmanlı Devleti’nin padişahı olmuştur. Osmanlı Devleti’nin tarihi bakımından önemli bir yeri olan dönemi, Lale Devri süresince devam etmiştir. Hem şair hem hattat olan Sultan Üçüncü Ahmed Necip adı ile edebi eserler yazmıştır. Musikiyi de bir hayli severdi.
Gençlik döneminin şehzadelerin öldürülme olaylarının sonlandırılmasına denk gelmesi onun dönemine denk geldiğinden şehzadeliği önceki şehzadelerin hayatlarına kıyasla gayet rahat geçti. Her istediği aktivite yada sanat daliı ile ilgilenmiş olması onun daha da görgülü olmasını sağladı. Matbaanın Osmanlı topraklarına gelmesi için çok uğraş verdi ve Avrupa ile Avrupa’nın yenilikleri ile son gelişmelerini yakinen takip etme fırsatı buldu. Toplamda 27 yıl kadar Osmanlı tahtında oturan Sultan Üçüncü Ahmed, kendi döneminde meydana gelen Patrona Halil İsyanı sonucu 1730 yılında tahttan indi. İslam’ın 102. Halifesi ve Lale Devri padişahı olan Sultan Üçüncü Ahmed 1736 yılında vefat etmiştir. Kabrinin yeri Yeni Camii Turhan Valide Türbesi’dir.
Eşleri:
Emetullah Hatun
Emine Mihrişah Hatun
Rabia Şermi Hatun
Ümmü Gülsüm
Hatem Hatun
Hüsnüşah hatun
Hatice Hatun
Zeynep hatun
Şahin Hatun
Şayeste Hatun
Ayşe Behri Hatun
Fatıma Hümaşah
Müsli Hatun
Gülşen Hatun
Hürrem Hatun
Meyli Hatun
Rukiye Hatun
Nazife Hatun
Nejat Hatun
Sadık Hatun
Hanife Hatun
Erkek Çocukları:
Birinci Abdülhamid
Üçüncü Mustafa
Süleyman
Bayezid
Mehmed
İbrahim
Numan
Selim
Ali
İsa
Murad
Seyfeddin
Abdülmecid
Abdülmelik
Kız Çocukları:
Emine
Rabia
Habibe
Zeyneb
Zübeyde
Esma
Hatice
Rukiye
Saliha
Atike
Reyhan
Esime
Ferdane
Nazife
Naile
Ayşe
Fatma
Emetullah
Ümmüselma
Emine
Rukiye
Zeyneb
Sabiha
24-) I. Mahmud 1730- 1754 Yılları Arası
Osmanlı Devleti’nin yimi dördüncü padişahı olan Sultan Birinci Mahmud, 1696 yılında Edirne Sarayı’nda Dünya’ya geldi. Babası Sultan İkinci Mustafa annesi ise Saliha Valide Sultan’dır. Çocukluk yılları kafes hayatı gibi tabir edilecek şekilde geçmesine rağmen oldukça zeki, hayli iyi niyetli, güçlü karakterinden dolayı kendini yıpratmadı. Musiki ile uğraşmayı sever edebiyat ve şiirle yakından ilgilenirdi.
Sultan Birinci Mahmud, otuz beş yaşındayken 1730 yılında Osmanlı Devleti’nin padişahı oldu. Kendi dönemine damga vurmuş isim yapmış değerli insanları bulup onları önemli yerleri bulunan işlerin başına geçirmiştir. Azimli, dikkatli ve de sabırlı bir insandı. Babası ve amcasının aksine rahatı sevmeyen aksine Osmanlı halkı hanedanı ve devleti için uğraşlar verdi. Padişahlık döneminin zor bir zamana denk gelmesine rağmen huzuru sağlamayı başardı. Osmanlı Devleti’ni gerileme sürecinde yavaşlatarak rahatlatmış bir padişahtı. 1752 yılında hastalığa yakalanmış hasta olmasına rağmen Cuma namazından çıktıktan sonra 59 yaşında bindiği atın üzerinde vefat etmiştir. Kabir yeri Yeni Camii Turhan Valide Sultan Türbesi’dir.
Eşleri:
Ayşe Başhatun
Hatem Başhatun
Alicenap Hatun
Verdinaz Hatun
Hatice Rami hatun
Tiryal Hatun
Fehmi Hanım
Meyyase Hanım
25-) III. Osman 1754- 1757 Yılları Arası
1699 yılında Dünya’ya gelen Sultan Üçüncü Osman, Sultan İkinci Mustafa ile Rus asıllı Şehsuvar Valide Sultan’ın oğludur. Şehzadelerin sancak yerine saraylarda yetiştirilmesi gerektiğinden dört yaşında Topkapı sarayında Şehzadegan dairesine kapatılmış ve burada 51 yıl boyunca kapalı tutulmuştur. İyi bir tahsil ile kendisini gayet iyi yetiştirmeyi başarmıştır. Yumuşak ve sevecen bir yapısının olmasına rağmen çok çabuk kızar ve sinirlenirdi. Ağabeyi olan Sultan 1. Mahmud’un tersine müzikle ilgilenmeyi hiç sevmezdi. Hatta müziği hiç sevmediğinden dolayı müzikle ilgilenen cariyelerini saraydan göndermiştir.
Sarayda dolaştığı sırada cariyelerinle karşılaşmak istemezdi. Bu nedenle ayakkabılarının altlarına demir paçalar taktırmıştı. Adım attığında çıkan sesler sayesinde padişahın geldiğini duyan cariyeler yollarını değiştirirlerdi. Ayrıca padişahlık dönemi süresince 7 vezir azam değiştirmiştir. Tebdili kıyafet ile halkın arasına karışarak gezinti yapardı. 1575 yılında vücudunda meydana gelen bir çıbandan dolayı hastalanarak vefat etmiştir. Kabir yeri Yeni Camii’dir.
Eşleri:
Leyla Başhatun
Zevki Hatun
Ferhunde Emine Hatun
26-) III. Mustafa 1757- 1774 Yılları Arası
1717 yılında İstanbul’da Dünya’ya gelen Sultan Üçüncü Mustafa’nın babası Sultan Üçüncü Ahmed annesi ise Mihrişah Sultan’dır. Boyu orta seviyelerde gözleri iri, siyah renk sakallı biriydi. Heybetli bir görünüşü vardı. Çok iyi derecede eğitim gördü. Osmanlı ve İslam tarihini araştırmayı ve incelemeyi severdi. Oldukça dinine düşkün, alçak gönüllü, tutamayacağı sözü vermeyen bir insandı.
Adaletli olarak bilinir, haksızlık yapıldığında sessiz kalmazdı. Yenilikçi bir akla sahip olan Sultan Üçüncü Mustafa yeni düzene geçilmesinin fikrine sahip olan padişah, Islahat yapma isteğindeydi. Rusya tarafından gelecek bir saldırıyı düşünerek savaş hazırlığı niyeti ile hazineyi olabildiğince dolu kıvama getirdi. Kendisine yardımcı olacak önemli mevkilere getirecek adamları bulamadığı için üzülüyordu. Rus savaşı esnasında kederlenerek hasta oldu. Kalp rahatsızlanması üzerine 1774 yılında vefat etmiştir.
Yenileşme modern olma fikirleri ile düşünceli olan Sultan Üçüncü Mustafa, Asker eğitimlerine ayrı düzen ve yeni kurallar getirdi. Asker tüfeklerine süngü taktırma fikri çok tepki alsa da bu fikrini gerçekleştirdi ve askerlerin tüfeklerine süngü taktırdı. Ayrı tophaneler kurdurarak kuvvetli ve yıkım etkisi fazla olan toplar döktürdü. Topçu ve bahriye üzerine eğitim verilecek okullar açtı.
Eşleri:
Mihrişah Valide Sultan
Adilşah Hatun
Rıf’at Hatun
Aynülhayati Hatun
Fehime Hatun
Erkek çocukları:
Üçüncü Selim
Şehzade Mehmed
Kız çocukları:
Hatice Sultan
Şah Sultan
Fatma Sultan
Beyhan Sultan
Fatma Sultan
Hibetullah Sultan
27-) I. Abdülhamid 1774 – 1789 Yılları Arası
1725 yılında İstanbul’da Dünya’ya gelen Osmanlı Devleti’nin yirmi yedinci padişahı Sultan Birinci Abdülhamid, Üçüncü Ahmed ile Rabia Şermi Sultan’ın oğludur. Tarihe meraklı olmuş ve çok iyi düzeyde eğitim almıştır. Hat sanatı ile yakından ilgilenmeyi severdi. Merhameti oldukça fazla ve nazik biri olarak bilinmektedir. İmar ve Islahat konularında bir çok atılım gerçekleştirmiştir. Devlet işlerini aksatmadan yerinde kararlar vererek çok yakından takip ederdi. İyi bir devlet adamıydı. Halkına karşı iyi niyetli ve adaletli olmaya özen gösterirdi.
Avrupa’dakilere benzer okullar açtı. Siyasi ve askeri konuda ıslahat girişimlerinde bulundu. Osmanlı donanmasını modernize etmeye çalıştı. Yeniçeri ocağına farklı eğitimler ile yeni bir yüz oluşturmak için uğraş verdi. Başarısızlıklarla ve olumsuz olaylarla geçen saltanat hayatına karşılık halkı tarafından her zaman iyi niyetle ve güzel sözlerle anıldı. İstanbul’da çıkan birçok yangın olmakta ve bu yangınlar genellikle kundaklama sonucu meydana gelmekteydi. Bu yangınlardan bazı büyük olanlarının söndürülme ve güvenlik işlemlerini bizzat kendisi yönetmiş ve halkının takdirini kazanmıştır. On beş yılı aşkın süre Osmanlı padişahlığı yapan Sultan Birinci Abdülhamid, sıkça İstanbul sokaklarında gezintiler yapar halkının arasına karışır esnafın ve halkın dertlerini dinlerdi.
Osmanlı ve Rusya arasında meydana gelen savaş sırasında Özi kalesinin Rus’ların eline geçtiği ve kale içerisinde bulunan halkın katledildiği haberini alan Sultan Birinci Abdülhamid, felç geçirmiş 64 yaşındayken 1789 yılında vefat etmiştir. Kabir yeri Bahçekapı Abdülhamit Türbesi’dir.
Eşleri:
Ayşe Sineperver Sultan
Binnaz Hatun
Dilpezir Hatun
Hümaşah Hatun
Mehtabe Hatun
Müslinayab Hatun
Mütreber Hatun
Nakşidil Sultan
Nevres Hatun
Fatıma Şebisefa Hatun
Ruhşah Hatice Hatun
Nükhetseza Hanım
Ayşe Hatun
Mihriban
Erkek Çocukları :
Dördüncü Mustafa
İkinci Mahmud
Murad, Nusret
Mehmed
Ahmed
Süleyman
Kız Çocukları :
Esma
Emine
Rabia
Saliha
Alimşah
Dürrüşehvar
Fatma
Melikşah
Hibetullah
Zekiye
28-) III. Selim 1789 – 1807 Yılları Arası
1761 yılında İstanbul’da Dünya’ya geldi. Sultan Üçüncü Mustafa ile Aslen Gürcü olan Mihrişah Sultan’ın oğludur. Çok iyi saray eğitimi alarak büyümüştür. Sultan Üçüncü Mustafa, kendi padişahlığından sonra Sultan Üçüncü Selim’in tahta geçmesini istese de babasının öldüğünde 13 yaşında olduğu için Sultan Üçüncü Selim’in yerine Sultan Birinci Abdülhamid tahta çıktı. Sultan Birinci Abdülhamid 1789 yılında ölünce de yerine Sultan Üçüncü Selim 28 yaşında iken Osmanlı padişahı olmuştur. Padişahlık dönemi Fransız İhtilali’nin başına denk gelmiştir.
El yazısı oldukça iyi olan Sultan Üçüncü Selimi edebiyatla ilgilenmeyi ve hat sanatı ile meşgul olmayı severdi. Hatta hazırlamış olduğu bazı örneklerin cami ve türbe tarzı yapılarda kullanıldığı bilinmektedir. Arapça ve Farsça gibi dilleri iyi derecede bilmekteydi. Küçümsenmeyecek derecede eğitim almış kendisini gayet iyi yetiştirmiş Sultan Üçüncü Selimi, bestekar olduğu gibi sanatla ilgilenmeyi her zaman severdi.
Osmanlı Devleti’nin yenileşmesini isteyen padişahlardan bir tanesiydi. Devletin eski tarihlerdeki gücüne ve ihtişamına geri döneceğini düşünmekteydi. Askeri alanda da bir çok yenilik gerçekleştirmiştir. Nizam-ı Cedit isimli ilk batılı tarzda olan orduyu kurdu. Bu ordunun tüm giderlerinin karşılanması için de İrad-ı Cedit isimli ayrı bir hazine oluşturmuştur. Eğitime oldukça önem veren bir padişahtı ve askeri eğitim veren okullarda ilk kez Fransızca gibi yabancı dil eğitimi verilmesini başlattı. Resmi olarak ilk devlet matbaası kuruldu.
Sultan Üçüncü Selim, 1808 yılının 28 temmuz günü çıkan olaylar sırasında yeni padişahın yandaşları tarafından öldürüldü. Kabrinin yeri Laleli Camii’nde babasının yanıdır.
Eşleri:
Nef-i Zar Sultan
Hüsn-i Mah Sultan
Zib-i Fer Sultan
Afitab Sultan
Re’fet Sultan
Nur-i Şems Sultan
Gonca Nigar Sultan
Dem Hoş Sultan
Tab-i Safa Sultan
29-) IV. Mustafa 1807 – 1808 Yılları Arası
1779 yılının 8 eylül günü İstanbul’da Dünya’ya gelen Sultan Dördüncü Mustafa’nın babası Sultan Birinci Abdülhamid annesi ise Nüketseza Sultan’dır. Annesi sayesinde çok iyi eğitimler alan Sultan Dördüncü Mustafa, sefa içerisinde bir hayat yaşamaya ve zevke çok önem verirdi. Çıkan olaylar sonucu tahttan indirilen amcasının yerine 1807 yılında tahta geçmiş ve Osmanlı Devleti’nin yirmi dokuzuncu padişahı olmuştur.
Amcasının önem vererek yenilikçi düşünce ile kurduğu Nizam-ı Cedit ordusunu ortadan kaldırmıştır. Amcasının öldürülmesine göz yummuş hatta ölümü ile ilişkisinin bulunduğu düşünülmektedir. 14 ay kadar kısa süreli padişahlık yapmıştır. Tahta çıkması ile devlet içerisinde karışıklıklar baş göstermiş üst düzey mevkideki insanlar öldürülmüş ve çöküş devri yaşanmıştır. Bu karışıklıklar sonucu yeniçeriler hanedan karşısında olmadığı gücü kazandı. İstekleri bitmek bilmeyen yeniçeriler ile Osmanlı tarihinde ilk kez olan antlaşma yapıldı. 1808 yılında boğdurtularak öldürülmüştür.
Eşleri:
Şevkinur Sultan
Dilpezir Sultan
Seyyare Sultan
Peykidil Sultan
Kız çocukları:
Emine Sultan
30-) II. Mahmud 1808 – 1839 Yılları Arası
1785 yılında İstanbul’da Dünya’ya gelen Sultan İkinci Mahmud, boyu orta seviyelerde ak sakallı ve zarif bir insandı. Kendinden önceki Osmanlı padişahları gibi iyi düzeyde bir eğitim gördü. Alemdar Mustafa olayları sonrası çıkan karışıklıktan sonra 1808 yılında yirmi üç yaşında iken Osmanlı padişahı olmuştur. Oldukça zeki olan padişah, yenilikçi fikirlere sahipti. Kendisine Adli ismi verilen Sultan İkinci Mahmud, adalet ile ilgili işlemlere çokça önem vermekteydi. Korkusuz ve azimli bir padişahtı.
Edebiyat ve sanatı seven bir kişiliği olan padişah, Osmanlı Devleti’ni ileri taşımak için gayret göstermekteydi. Verem hastalığına yakalanmış ve iyileşemeyerek 1389 yılında elli dört yaşında iken vefat etti. Halkı tarafından sevilen Sultan İkinci Mahmud, büyük bir tören ile Kabrinin yeri Divan Yolu’ndaki türbedir.
Eşleri:
Pertevniyal Valide Sultan
Haciye Pertev Piyale Nev Fidan Hatun
Alicenap Hatun
Fatma Hatun
Kamarı Hatun
Aşıbican Hatun
Haciye Hoşvar Hatun
Hüsn-i Melek Hatun
Nurtab Hatun
Misl-i Na-yab Hatun
Perviz Felek Hatun
Zeyin-i Felek Hatun
Vuzlat Hatun
Zer Nigar Hatun
Ebr-i Reftar Hatun
Lebriz Felek Hatun
Tiryal Hatun
Erkek çocukları:
Abdülmecid
Abdülaziz
Ahmed
Ahmed
Ahmed
Ahmed
Bayezid
Abdülhamit
Süleyman
Mehmed
Murad
Nizameddin
Mehmed
Abdullah
Osman
Kız çocukları:
Emine Sultan
Hamide Sultan
Hayriye Sultan
Şah Sultan
Saliha Sultan
Ayşe Sultan
Atike Sultan
Fatma Sultan
Münire Sultan
Fatma Sultan
Mihrimah Sultan
Adile Sultan
31-) Abülmecid 1839 – 1861 Yılları Arası
1823 yılında Dünya’ya gelen Sultan Abdülmecid, Sultan İkinci Mahmud ile Bezm-i Alem Valide Sultan’ın oğludur. Babasının istekleri üzerine çok iyi eğitimler aldı. Yenilikçi düşüncelere sahip olan padişah, batı dünyasına ayrı bir sempati beslemekteydi. Babası Sultan İkinci Mahmud’un vefatından sonra 17 yaşında iken 1839 yılında Osmanlı Devleti’nin otuz birinci padişahıdır.
Tanzimat Fermanı ilan etmesi ile bilinmektedir. Osmanlı Devletinin son dört padişahının babası olma özelliği de bulunan Sultan Abdülmecid en çok sayıda oğlu padişahlık yapan Osmanlı padişahıdır.
Mısır sorunu padişahlık döneminde olmuş başta İngiltere ve Rusya olmak üzere, bir çok Avrupa devleti, Osmanlı Devleti ile Mısır arasındaki sorunun çözüme kavuşması için bir konferans düzenlemişti. Mısırın güçlenmesini istemeyen bu devletler Mısır’a karşı Osmanlı Devleti’nden yana olmuş ve Londra Sözleşmesi 1840 yılında imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre Mısır, Osmanlı Devleti himayesinde olacak ve 80 bin altın ölçeğinde vergiyi Osmanlı Devletine verecektir. Önceden Osmanlı Devleti sorumluluğunda olan Suriye ve Adana yeniden Osmanlı Devletine geri verilecektir.
Londra’da düzenlenen yeni bir antlaşma ile de Boğazların yönetimi Osmanlı Devleti’nde olacak ve barış dönemi olduğunda hiçbir savaş donanma gemisi Boğaz geçişini yapamayacaktı.
Mimari çalışmalara da oldukça önem veren Sultan Abdülmecid, bir çok eser yaptırmıştır. Bunlardan başlıca olanları Dolmabahçe Sarayı, Beykoz Kasrı, Edirne Meriç Köprüsü, Mecidiye Camii, Teşvikiye Camii, Galata Köprüsü’dür. Yine İstanbul’daki Mecidiyeköy adını Sultan Abdülmecid’den almıştır.
Verem hastalığına yakalanmış ve kurtulamayarak 39 yaşındayken 1861 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Kabrinin yeri Yavuz Sultan Selim Türbesi’nin yanıdır.
Eşleri:
Şevkefza Valide Sultan
Tirimülgan Hatun
Verdicenan Hatun
Düzdidil
Gülcemal
Rahime Perestu Valide Sultan
Mahitab Hatun
Bezmiara
Nalandil Hanım
Ceylanyar Hanım
Serfiraz Hanım
Gülüstü Hanım
Nergizen Hanım
Navekmisal Hanım
Nesrin Hanım
Şayeste Hanım
Yıldız Hanımefendi
Saf-derun Hanımefendi
Hüsn-i Cenan Hanımefendi
Erkek çocukları:
Zülüflü İsmail Paşa
V. Murad
II. Abdülhamid
V. Mehmed Reşat
Ahmed Kemaleddin Efendi
Mehmed Burhaneddin Efendi
Ahmed Nureddin Efendi
Süleyman Selim Efendi
VI. Mehmed Vahdettin
Kız çocukları:
Fatma Sultan
Refia Sultan
Cemile Sultan
Münire Sultan
Behice Sultan
Şeniha Sultan
Mediha Sultan
Naile Sultan
Bedia Sultan
Samiye Sultan
Şehime Sultan
Sabiha Sultan
Aliye Sultan
Fehime Sultan
Mühibe Sultan
Mukbile Sultan
Naime Sultan
Neyyire Sultan
Behiye Sultan
Zekiye Sultan
Nazime Sultan
32-) Abülaziz 1861 – 1876 Yılları Arası
1830 yılında İstanbul’da Dünya’ya gelmiştir. Sultan İkinci Mahmud ile Pertevniyal Valide Sultan’ın oğludur. Gözleri ela renkli, kumral, top sakal kesimli ve sert bakışlı bir yapısı vardı. Ağabeyi, olan Sultan Abdülmecid vefat etmiş ve yerine 1861 yılında tahta çıkmıştır. İsraf eden bir padişah bilinmesine rağmen sade giyinmekten hoşlanır ve sarayda terlikle dolaşırdı. Bestekar olan padişah şiire ve müziğe ilgiliydi. Aynı zamanda resim yapma konusunda da oldukça yetenekli olan Sultan Abdülaziz, donanmaya yapılacak gemilerin projelerini kendisi çizmiştir. Güreşmekten keyif alır, ata binmeyi ve ok atmaktan da hoşlanırdı. Cirit atmayı da sever ve bilek güreşi de yapardı.
Batı ile iyi ilişikler kurmuş ve bu ilişkilerin daha iyi olması için uğraşlar vermiştir. Sirkeci Garı’nın temeleleri Sultan Abdülaziz döneminde atılmıştır. İlk posta pulunu bastırmış, donanmaya ilk zırhlı savaş gemisini katmıştır. Sanayi ve maden üzerine eğitim veren okullar açtırdı. Darülfünün yani İstanbul Üniversitesi’ni eğitime açtı. Yargıtay ve Danıştay’ı kurdu. Darüşşafaka’yı açtı. İlk modern itfaiyeyi kurdu.
Birçok yeniliği Osmanlı Devleti’ne kazandıran Sultan Abdülaziz, 1876 yılında darbe yapılarak tahttan indirilmiş gözaltında tutulurken 1876 yılında Feriye Sarayı’nda bilekleri kesilmiş halde ölü olarak bulundu.
Eşleri:
Dürrinev Hatun
Hayranıdil hatun
Neşerek Hatun
Gevheri Hatun
Çeşmidil Hanımefendi
Yıldız Gözde
Mihrişah
Erkek çocukları:
Yusuf İzzeddin Efendi
Mahmud Celaleddin Efendi
Mehmed Selim Efendi
Abdülmecid Efendi
Mehmet Şevket Efendi
Mehmed Sefeddin Efendi
Kız çocukları:
Nazime Sultan
Esma Sultan
Emine Sultan
Saliha Sultan
Emine Sultan
Fatıma Sultan
Münire Sultan
33-) V. Murad 30.05.1876 – 31.08.1876 Yılları Arası
1840 yılında İstanbul’da Dünya’ya geldi. Sultan Abdülmecid ile Şevk-Efza Sultan’ın oğludur. İyi eğitimler görmüş ve Fransızca eğitim almıştır. Okumayı sever ve özellikle Fransa’dan özel kitaplar getirtir bunları okumayı severdi. Edebiyat ve şiiri de oldukça seven Sultan Beşinci Murad, Namık Kemal’inde olduğu bir çok dönem şairi ile muhabbet etmeyi severdi. Avrupa devletlerinin prensleri ile arkadaşlık kurmuş ve onlarla mektup yolu ile haberleşmiştir. Yerli ve yabancı gazeteleri okuyup takip ederdi.
1876 yılında Osmanlı Padişahı olmuş ve sadece 93 gün Osmanlı tahtında kalmıştır. 31 ağustos günü tahttan indirilmiştir. 1904 yılında vefat etmiştir. Kabrinin yeri Yeni Camii’deki türbedir.
Eşleri:
Elaru Mevhibe Başkadınefendi
Reftarıdil Kadınefendi
Şayan
Meyliservet
Resan
Erkek çocukları:
Şehzade Mehmed Selahaddin Efendi
Şehzade Osman Fuad Efendi
Şehzade Ahmed Nihad Efendi
Kız çocukları:
Hatice Sultan
Fehime Sultan
Fatma Sultan
Aliyye Sultan
34-) II. Abdülhamid 1876 – 1909 Yılları Arası
Osmanlı tarihinin çöküş dönemindeki mutlak hakimiyeti sağlayan son padişah Sultan İkinci Abdülhamid, 1840 yılında İstanbul’da Dünya’ya geldi. Çocukluk yıllarında zayıf ve güçsüz bir bünyesi olan Sultan İkinci Abdülhamid sık hasta olurdu. Çok güzel ve görgülü bir ortamda yetişmiş ve iyi eğitim görmüş aynı zamanda piyano dersleri de almıştır.
Çok hoşgörülü bir ortamda büyüdü. Kültür derslerinin yanında musiki dersleri aldı ve piyano çalmayı öğrendi. Hayır yapmayı sever, oldukça cömert ve halkın arasından bir vatandaşmış gibi yaşardı. Yunanistan seferi esnasında hazinede para kalmadığı ona belirtildiğinde kendi servetinden giderleri kazanmış ve bu harcamalarını devlet hazinesinden geri almamıştır. Boş zamanlarında ağaç işlemeleri ile uğraşır ağaçlardan yeni şeyler imal ederdi. Bu ürünleri sattırıp buradan gelen parayı ise ihtiyaç sahiplerine dağıtırdı.
Bağdat ve Hicaz Demiryolları’nı inşa ettirmiş, güzel sanat, ticaret ve ziraat üzerine okullar açmıştır. İlk dereceli ve orta dereceli okullar açmış, dilsiz ve körlere ayrı eğitim veren okullarda açmıştır. Liseler açmış olan padişah ilk düzeyde eğitim veren okulları köylere bile ulaştırmıştır.
Kanun-i Esasi’yi ilan ettiren Sultan İkinci Abdülhamid, 1877 yılında Meclis-i Umumi’yi açtı. Böylelikle 1. Meşurtiyet başlamış oldu. İstanbul Şişli Etfal Hastanesi bizzat Sultan İkinci Abdülhamid tarafından şahsi parası ile yaptırılmıştır. Yine Darülaceze’de bu şekilde yaptırılmıştır. Hamidiye isimli içme suyu yapılan borular ile İstanbul’a getirtilmiştir. Anadolu bölgesinin iç kısımlarına kadar karayolu inşa ettirmiş Bağdat ve Medine’ye kadar demiryolu yaptırmıştır.
Osmanlı Devleti’ne birçok yenilik getiren Sultan İkinci Abdülhamid, 1918 yılında 75 yaşında iken kalp yetmezliği rahatsızlığı ile vefat emiştir. Kabrinin yeri Divan Yolu’nda bulunan Sultan İkinci Mahmud Türbesi’dir.
Eşleri:
Nazikeda Kadınefendi
Bedirfelek Kadınefendi
Safinaz Nurefzun
Bidar Kadınefendi
Dilpesend Kadınefendi
Mezdide Mestan
Emsalinur Kadınefendi
Müşfika Kadınefendi
Sazkar hanım
Peyveste Hanım
Fatma Pesend Hanım
Behice Hanım
Saliha Naciye Hanım
Erkek çocukları:
Mehmed Selim Efendi
Ahmed Nuri Efendi
Mehmed Abdülkadir Efendi
Mehmed Burhaneddin Efendi
Abdürrahim Hayri Efendi
Ahmed Nureddin Efendi
Mehmed Bedreddin Efendi
Mehmed Abid Efendi
Kız çocukları:
Ulviye Sultan
Naime Sultan
Naile Sultan
Naile Sultan
Şadiye Sultan
Ayşe Sultan
Rafia Sultan
Hatice Sultan
Aliye Sultan
Cemile Sultan
Samime Sultan
Saliha Sultan
35-) Mehmed Reşat 1909 – 1918 Yılları Arası
Sultan Mehmed Reşat 1844 yılında İstanbul’da Dünya’ya geldi. Sultan Abdülmecid ile Gülcemal Kadın Efendi. Çocukluk yıllarını babasının yanında geçirdi. Güzel bir eğitim aldı.
31 mart olayları ardından Sultan İkinci Abdülhamid, Meclis-i Milli tarafından tahttan indirildi ve 1909 yılında 65 yaşında Osmanlı Devleti’nin otuz beşinci padişahı oldu. Devlet işlerine gereken ilgi alakayı göstermedi. Tahta çıkarken İttihat ve Terakki partisinin destekleri vardı.
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında olarak katıldı. Padişahlık döneminde olan bu savaşta Sultan Mehmed Reşat İtilaf Devletleri’ne karşı olarak cihad ilanında bulundu.
Sultan Mehmed Reşat, 9 yıl Osmanlı Padişahlığı yapmasının ardından 1918 yılının 3 temmuz günü 73 yaşındayken kalp yetmezliği sebebi ile vefat etti. Kabir yeri, ölmeden önce Mimar Kemalettin Bey’e yaptırmış olduğu, Eyüpsultan’da denize yakın bir yer olan Sultan Reşat Türbesi’dir.
Eşleri:
Kamures Başkadınefendi
Dürrüaden Kadınefendi
Mihrengiz Kadınefendi
Nazperver Kadınefendi
Dilfirib Kadınefendi
Erkek çocukları:
Mehmed Ziyaeddin Efendi
Mehmed Necmettin Efendi
Ömer Hilmi Efendi
36-) Mehmed Vahdeddin 1918 – 1922 Yılları Arası
Osmanlı Devleti’nin son otuz altıncı ve son padişahı Sultan Mehmed Vahideddin veya Sultan Vahdeddin. Babası Sultan Abdülmecid annesi ise Gülüstü Kadın Efendi’dir. 1861 yılının 2 şubat günü İstanbul’da Dünya’ya gelmiştir. Daha çocuk yaşlarda hem babasını hem annesini kaybeden Sultan Vahdeddin, hem yetim hem öksüz büyümüştür. Sultan Abdülmecid’in eşlerinden Şayeste Kadın tarafından yetiştirilmiştir.
Çok iyi eğitimler alan özenle yetiştirilen Sultan Vahdeddin, okumayı çok sever ve okuduğunu iyi şekilde anlardı. Okuma ve yazması iyi düzeydeydi. Aklından geçen düşünceleri veya fikirlerle projeleri kağıda aktarmakta zorluk yaşamazdı. Oldukça nazik ve kibar bir insandı. Öyle ki Viyana’ya düzenlemiş olduğu seyahatinde nezaketinden ve kibarlığından yanında bulunan kafilenin ve yabancı insanların gönüllerine girmişti. Çok konuşmayı sevmez lakin biri konuşma yaptığında dikkatlice onu dinleyen iyi bir dinleyiciydi.
Birinci Dünya Savaşı esnasında Osmanlı Devleti adına Almanya’ya resmi bir ziyaret düzenledi. Bu ziyaret sırasında Mustafa Kemal’de ona eşlik etti. Döneminde 1918 yılında Mondros Mütarekesi imzalanmıştır.
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922 yılında iki madde halindeki bir yasa ile saltanatın ve hilafetin kaldırıldığını ilan etti. Sultan Vahdeddin ailesi ile birlikte Dolmabahçe Sarayı’ndan bir kayığa binerek boğaz açıklarında demirlenmiş HMS Malaya isimli İngiliz zırhlı gemisi ile Malta’ya gitti. Oradan davetler üzerine veya ziyaretler ile farklı yerlere gitmesinden sonra en son bulunduğu San Remo’da 1626 yılında kalp damarlarının tıkanması üzerine vefat etmiştir. Kabrinin yeri Şam’da bulunan Sultan Selim Camii’nin yanıdır.
Eşleri:
Emine Nazik Eda Baş Kadınefendi
İnşirah Kadınefendi
Şadiye Müveddet Kadınefendi
Nevvare Başhanımefendi
Nimet Nevzad Hanımefendi
Erkek çocukları:
Mehmed Ertuğrul Efendi
Kız çocukları:
Fenire Sultan
Fatma Ulviye Sultan
Rukiye Sabiha Sultan
Kaynak: Türk Tarih Kurumu ve Wikipedia
https://www.ttk.gov.tr/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Anasayfa